Yargı Reform Adımlarıyla Güçleniyor

Yargı Reform Adımlarıyla Güçleniyor

Dolayısıyla hukuk devletinin temel gereklerinden biri olanyasaların belirli olması ve hukuk sisteminin kendi içinde tutarlı birbiriyleuyumlu kurallar içermesi ilkesinin açıkça ihlal edildiği ortadadır. Maddesinde öngörülen suçların vecezaların kanuniliği ilkesine de aykırıdır. Maddesinde, özel teşebbüs özgürlüğü mutlak birhak olarak düzenlenmemiş olup maddenin ikinci fıkrasında, “Devlet, özelteşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini,güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır\. Lüks kumarhane dünyasına dal ve büyük kazançlar elde et marsbahis giriş\.” hükmüneyer verilmek suretiyle “millî ekonominin gerekleri” ve “sosyal amaçlar”la buözgürlüğe sınırlamalar getirilebilmesine imkân sağlanmıştır. Nitekim maddeningerekçesinde de “Devlet, kamu yararı olan hallerde ve milli ekonominingerekleri ve sosyal amaçlarla özel teşebbüs özgürlüğüne sınırlamalargetirebilir.” denilerek, “millî ekonominin gerekleri” ve “sosyal amaçlar”ınözel teşebbüs özgürlüğü yönünden birer sınırlama sebebi olduğu vurgulanmıştır. Kural ile öngörülen müdahale, yalnızca yükümlülük sahibi sosyalağ sağlayıcının değil, onunla ilişki içerisinde bulunan reklam vererek ticarihayatını devam ettiren özel teşebbüslerin de çalışma ve sözleşme hakkınızedelemekten öte ortadan kaldırmakta, hizmet sunmaktan, ticaret yapmaktan,kazanmaktan, maddi ve manevi bütünlüğünü geliştirme ve koruma haklarındanyoksun bırakmaktadır.

Anayasanın “Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma” başlıklı 68. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında ayrı maddelerde düzenlenen; hem taşıdığı amaç ve hem de uygulama yöntemleri bakımından farklılık arz eden “elkoyulan eşyanın iadesi” ile “elkoyulan eşyanın elden çıkarılması” kavramları, uygulamada karıştırılabilmektedir. Bu nedenle yazımızda; elkoymanın tanımı ve amacı ile birlikte, elkoyulan eşyanın iadesi ve elkoyulan eşyanın elden çıkarılması kavramları arasında bulunan farklar açıklanacaktır. Bu yazıda tartışma konumuz; tutuklu sanığın temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması halinde SEGBİS, yani uzaktan eşzamanlı sesli ve görüntülü yöntemle duruşmaya katılıp katılamayacağı, 2. Fıkrada öngörülen yasağın SEGBİS’i de kapsayıp kapsamadığı, bunun sanığın savunma hakkını zedeleyip zedelemeyeceği veya dürüst yargılanma hakkına aykırı olup olmayacağı değil, 299. Fıkrasında düzenlenen duruşmalı inceleme sınırlamasının tatbiki ile sınırlı olacaktır.

Maddesinin gerekçesinde “cinsel yönden, ahlak temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesi[1]” olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun kapsamına, kişinin vücut dokunulmazlığını ihlal etmeyecek nitelikteki cinsel davranışlar girmektedir. Suça konu olan cinsel davranışın vücut dokunulmazlığını ihlal edecek nitelikte olması halinde; TCK m.105 değil, suça konu fiilin niteliğine göre TCK m.102, 103 veya 104’de düzenlenen cinsel saldırı ve cinsel istismar suçları gündeme gelecektir. Cinsel taciz ile vücut dokunulmazlığını ihlal eden saldırı ve istismar suçları arasında en önemli fark, cinsel amaç taşıyan tacizde mağdurun vücuduna dokunulmaması, saldırı ve istismar suçlarında ise ani veya süreklilik taşısa da basit derecede veya nitelikli olacak şekilde vücuda cinsellik taşıyan fiillerle müdahale edilmesinden kaynaklanır. Rahatsız etme anlamını taşıyan taciz bir tür sarkıntılık olsa da, kanun koyucu sarkıntılık fiilini, mağdurun vücuduna ani ve devamlılık içermeyecek şekilde cinsel maksatlı dokunma olarak tanımlamıştır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen iddianameyle; Halkların Demokratik Partisi hakkında Anayasa Mahkemesi’nde temelli kapatılma davası açılması sonrası, kapatma kararı verilmesi halinde, söz, faaliyet ve eylemleri ile partinin kapanmasına sebebiyet veren ve kapatma kararıyla birlikte siyasi yasak alan milletvekillerinin hukuki durumunun ne olacağı sorusu gündeme geldi. Bu meseleye cevap bulmak amacıyla yazımızda ele alacağımız hukuki sorun; kapatma davasında, hakkında siyasi yasak istenen ve kapatma kararı çıkması durumunda beyan, faaliyet ve eylemleriyle partinin Anayasaya aykırı eylemlerin odağı haline gelmesine, kapatılmasına sebebiyet veren milletvekillerinin bu görevlerinin devam edip etmeyeceğidir. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin 208/8 başvuru numaralı ve 31 Mayıs 2022 tarihli Taner Kılıç/Türkiye (No. 2) kararı, tutuklamanın ön koşulu olan “suç şüphesi” konusunda oldukça önemli tespitler içermektedir.

Asliye Ceza Mahkemesi’nin itiraz yoluna başvurusu üzerine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. Fıkralarında düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kurumuna ilişkin tüm hükümlerin tümünün oyçokluğu ile iptaline karar vermiştir. Kişisel veri veya özel nitelikli kişisel veri tanımına uygun bilgilerinizi Kulaçoğlu Hukuk Bürosu (Veri Sorumlusu) olarak bizimle paylaşmanız durumunda, onay kutucuğunu işaretleyerek bu verilerinizin işlenmesi için açık rıza verdiğinizi belirtmek isteriz. Kişisel veriler toplandıktan sonra silme, yok etme ya da anonim hale getirme işlemlerine kadar olan süreçte gerçekleştirilen elde etme, kaydetme, depolama, muhafaza etme, değiştirme, yeniden düzenleme, açıklama, aktarılma, sınıflandırılma ya da kullanılmasını engelleme ve sair kapsamda veriler üzerinden gerçekleştirilen her türlü işlem ise KVKK kapsamında “kişisel verilerin işlenmesi“ olarak değerlendirilmektedir. Genellikle internet tarayıcıları otomatik olarak çerezleri kabul edecek şekilde çalışmaktadır. Kullanmakta olunan internet tarayıcısına bağlı olarak; internet PinUp ziyaret edildiğinde kullanılan çerezler hakkında bunların kabul edilmesinden önce uyarı verilmektedir. Bu sayede bütün çerezlerin engellenmesi ve sair hususlarda değişiklikler yapabilirsiniz. İnternet sitemizi farklı cihazlardan ziyaret ediyorsanız, her bir cihaz kapsamında tarayıcı ayarlarını değiştirmeniz gerekmektedir. İnternet sitemizde kullanılan çerezleri engellemeniz halinde, internet sitemizden alınan verimin düşeceğini ve internet sitemizin düzgün çalışmayabileceğini bilgilerinize sunarız.

  • Maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmesini …
  • Adli sicil kaydında yalnızca mahkeme kararıyla kesinleşen suçlar yer alır.
  • Anayasa m.2’de hukuk devleti, m.9’da “kuvvetler ayrılığı” ilkesi, m.11’de Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü, m.138/4’de de yargı kararlarına herkesin uymak zorunda olduğu açıkça ifade edilmiştir.

Hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafii de aynı istemde bulunabilirler”. İddia ve savunmada kullanılan kişisel verilerin, “iddia ve savunma dokunulmazlığı” kapsamında nasıl değerlendirileceği günümüzde tartışılan bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Savunmada kullanılan kişisel veri niteliğindeki bilgi ve belgelerin “savunma dokunulmazlığı” kapsamında değerlendirileceği, diğer bir ifadeyle, bireyin kişisel verisinin korunmasını isteme hakkı ile savunma hakkının çatıştığı tartışmaların odağını oluşturmaktadır. Kanaatimizce; hukuka uygun yol ve yöntemlerle elde edilen kişisel verilerin, savunmada herhangi bir yaptırıma tabi tutulmaksızın, özgürce kullanılabilmesi savunma dokunulmazlığının gereğidir. Savunma kutsal olduğu kadar, dokunulmaz da olmalıdır. İdari para cezası, idari makamlar tarafından, konusu suç teşkil etmeyip kabahat olarak nitelendirilerek yasaklanan eylem ve davranışlar sonucunda doğrudan yetkili idari makamlarca verilen para cezalarıdır. İdari para cezalarının en önemli özelliği bir suça istinaden değil, kanunen kabahat olarak tanımlanan davranışlar üzerinden düzenlenmeleridir. Kanunda suç olarak tanımlanmış fiillere karşılık verilecek para cezası adli para cezası olarak nitelendirilirken, kabahat olarak tanımlanan fiillere karşılık verilecek para cezası ise idari para cezası olarak nitelendirilir. Her ne kadar adli para cezaları kimi durumlarda hapis cezasına çevrilebiliyor olsa da idari para cezalarının hapis cezasına çevrilmesi mümkün değildir. Kabahatler Kanunu’na göre idari para cezası maktu veya nispi olabilir. Ayrıca kanunda alt ve üst sınır belirlenmesi suretiyle idari para cezasının sınırlandırılması da söz konusu olabilmektedir.

Maddesinde öngörülen şartlar sağlanmadan ikinci kez tutuklama tedbiri tatbik edildiği görülmektedir ki, “ikiz tutuklama” adı ile de bilinen bu uygulama “hukuk güvenliği” ilkesine aykırılığa ve hukuka duyulan güvenin toplumda zayıflamasına yol açmaktadır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi” başlıklı 308. Fıkrasına göre; “Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re′sen veya istem üzerine, ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir”. Hükmün gerekçesine göre; “Maddeye göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, ceza dairelerinin kararlarına karşı ilamın veya düzeltme istemine ilişkin (…) itiraz edebilecektir”. CMK m.308/1’de ve gerekçesinde; Başsavcı itirazının onama kararlarına karşı mı, yoksa bozma kararlarına karşı mı, yoksa her ikisine de mi yapılacağı yönünde bir tespit yapılmamıştır. Hukuka aykırı yol ve yöntemlerle elde edilen delillerin şüpheli ve sanık aleyhine kullanılamayacağı hususunda, Anayasa m.38/6, CMK m.206/2-a ve m.217/2 gereğince tereddüt olmadığı tartışmasızdır. Nitekim arama tedbiri; Anayasa m.13, m.20/2 ve m.21’de gösterilen çerçevede, hakimin veya kanunla yetkili kılınan makamın yazılı emri ile ilgili kanunda gösterilen şekil ve şartlarda tatbik edilmek zorundadır. Aksi halde yapılan arama, buna bağlı muhafaza altına alma veya elkoyma ile bu yolla elde edilen deliller hukuka aykırı olup, yargılamada şüpheli ve sanık aleyhine kullanılamaz. Maddesinde düzenlenen daha sonradan mülga olan ve 6706 sayılı Kanuna eklenen 11. Maddenin Türk vatandaşları için ne koşullar getirdiği ele alınmıştır.

We will be happy to hear your thoughts

Leave a reply

bahsegel

paribahis

bahsegel

bettilt

bahsegel

paribahis

bahsegel

bettilt

bahsegel

paribahis

bahsegel

bahsegel

paribahis

bahsegel

bettilt

bahsegel

paribahis

bahsegel

bettilt

bahsegel

paribahis

bahsegel

bahsegel

JEWELLERY BOUTIQUE
Logo